Hint
yaşama sanatı ve bilimi Ayurveda “Ne
yiyorsak, oyuzdur” diyor. Canlılara yön
ve şekil veren yiyecekler aynı etkiyi dünya tarihi üzerinde de gösteriyor.
Dünya tarihinin önemli bir kısmını “yiyecek savaşları” olarak okumak mümkün.
Tabii
yiyeceklerin kendi başlarına da bir tarihi var. Uzun uzun pişirmeden, alelacele
atıştırmaya uzanan bu tarih gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçsin ve
ekmekten, McDonald’s’a uzanan dünya yemek tarihinin koridorlarında, oradan
oraya sıçrayarak dolaşmak isterseniz, buyurun.
MİLATTAN ÖNCE
10 bininci yıl: ekmek.
(Ekmeğin tarihi aşağı yukarı düzenli tarımın tarihiyle, bir başka
deyişle Neolitik çağla eşit. Bugün sergilenen en eski ekmek örnekleri, British
Museum’un Mısır galerisinde bulunuyor ve tarihi 5.000 yıla dayanıyor. Ekmek
kadar eski bir şey de, hangi ekmeğin daha iyi olduğu konusu. Eski Yunan ve
Roma’da da beyaz ekmeğin mi, esmer ekmeğin mi daha iyi olduğu tartışılırmış. )
9 bin: Kuzu ve keçi eti
8 bin: mercimek
(Askerlikte karavanaların değişmez yemeklerinden, “kara şimşek”
mercimek, Eski Yunan’da, “fakirlerin yemeği” olmakla ünlüymüş. “O artık mercimekten hoşlanmıyor” deyimi de
sonradan ve birden bire zengin olanlar için kullanılırmış.)
7 bin : domuz eti, fasulye,
ceviz
6 bin : peynir, mısır, brokoli
5.500 : bal
5 bin : zeytinyağı
(Homeros’un “sıvı altın” adını verdiği zeytinyağı, Akdeniz
dünyasında hiçbir zaman sıradan bir besin olmadı. Hep sağlık ve cazibenin,
büyülü yeteneklerin kaynağı olarak
görüldü. Zeytinyağına dayalı beslenmenin sağlık üzerindeki olumlu
etkileri bugün artık bilimsel olarak kanıtlandığına göre, zeytinyağının,
hakkındaki inançları boş çıkarmadığını söyleyebiliriz rahatlıkla....)
4 bin : üzüm, portakal, karpuz
3600 : patlamış mısır
3000 : bezelye, soğan, havuç, ilk çorba
(Batılı yemek tarihçileri,
Osmanlı’nın İstanbul’u fethinden sonra, Osmanlı çorbalarının Avrupa
mutfaklarında daha çok görülmeye başlandığını belirterek, Türklerin,
Avrupalılardan farklı olarak günün her saatinde çorba içtiklerine dikkat
çekiyor. Bu yazı yayına hazırlandığı sırada, bu durum Türkiye – AB
ilişkilerinde bir pürüz oluşturmuyordu...)
2900 : incir
2737 : çay
(Çayın bulunuşuna dair efsaneya bakılırsa, bu işi aynı zamanda
yaratıcı bir bilim adamı ve gerçek bir sanatçı da olan Çin İmparatoru Shen Nong
becermiş. Neymiş efendim, bir yaz günü imparatorluğunun uzak bölgelerinden
birine ziyarette bulunan Nong, mola verdiğinde adet olduğu üzere içme suyu
kaynatılmaya başlanmamış, tam da o sırada çevredeki kurumuş çay yapraklarından
biri suyun içine düşmemiş mi? Efsanenin bu konuda hiç şüphesi yok; kesinlikle
düşmüş. Bilim adamı kimliği imparator kimliğine baskın çıkan Nong da, bu
yapraklı suyu bir güzel içmiş ve...
Ve işte çay. Efsane mefsane, çaya yakışıyor doğrusu...)
2600 : mantar
2400 : kavun
2300 : şeftali
2000 : turp, semizotu
1500 : çikolata, yerfıstığı
1000 : salatalık ve salatalık
turşusu
850 : kereviz
600 : lahana
500 : enginar, sosis sucuk
490: makarna
(Şimdi burada durmak ve insanoğluna sormak mümkün: “Yahu sen
tarıma başlayalı, ilk ekmeği yapalı binlerce yıl olmuş. Be kardeşim, makarna
yapmak şimdi mi aklına geldi!”
Ne var ki makarna var makarna var! Biz burada standardına uygun
makarnadan bahsediyoruz. Yani bugün makarnanın tarifindeki olmazsa olmaz
koşullardan biri olan, “durum buğdayından” yapılmış olmasını esas alıyoruz. Bu
nedenle, insanoğlunu azarlamanın alemi yok!)
400 : tere, pancar, muz
300 : erişte
200 : patates
(Aslına bakarsanız, patates bu listede olmasa, yeri! Ve dahi
hakkı. Çünkü burada olan olmayan tüm besinler bir araya gelse patatesin sahip
olduğu bir özelliğe mümkünü yok sahip olamıyorlar. Patates, uzayda
yetiştirilmiş ilk sebze. 1995 Ekiminde patatesi uzayda ekilir hale getiren de
NASA haliyle.
Bu, patates imajının tarihte en yükseğe çıktığı olay da değil
ayrıca. “Ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin” rejiminin sahibi, Kraliçe Marie
Antoinette de patatese özel bir önem verir ve saçına taktığı patates
çiçekleriyle bir güzellikler yaparmış....)
65 : ayva
MİLATTAN SONRA
1. yüzyıl : Sütlaç, cheesecake, çilek, dondurma, hardal
2. yüzıl : Sushi
(Tarihin de bu olumsuz tarafı var. İşin kökenine doğru inince,
her şey başkalaşabiliyor. Sushi’ye bakın mesela. Kimi kayıtlar, tuzlanmış balık
ve pirincin bir süre, “zamana” bırakıldıktan sora yenmesine dayalı bir yemeğin
ilk olarak milattan sonra ikinci yüzyılda Çin’de görüldüğünü yazıyormuş. Hatta
sushi Japonya’ya ancak 500 yıl sonra, 7. yüzyılda göç etmişmiş. En iyisi “Çin
işi Japon işi” deyip çıkmak herhalde...)
6. yüzyıl : patlıcan
7. yüzyıl : ıspanak
(Kökeni İran ve civarı olan ıspanak, hemen her dilde birbirine
çok benzeyen kelimelerle ifade ediliyor:
“Espinache”, “Spinacea”, “spanacha”, “sapanax” örneklerinde de görüldüğü
üzere. Bize bu bilgileri veren İnternet bu durumun gerekçelerine dair hiçbir
şey söylemiyor. Bu yüzden araya giriyor ve duruma açıklık getiriyoruz:
“Dünyanın neresine giderlerse gitsinler, anne babalar onu hemen tanısınlar ve
çocuklar da yemekten kaçamasın” diye...)
9. yüzyıl : Morina balığı
11.yüzyıl : tuzlama et
12. yüzyıl : bamya
13. yüzyıl: Hamburger
(Hamburger’in Hamburg kökenli bir yiyecek olduğunu bilmeyen yok
elbette. Peki, bugünün dönerinde olduğu gibi, hamburgerde de Türklerin parmağı
olduğunu biliyor muydunuz?
Gerçekten de kimi tarihçiler hamburger köftesinin Almanya’ya,
14. yüzyıldan önce Baltıklardan gelen, Türk ve Moğol unsurlardan oluşan Tatar
boyları tarafından getirildiğini yazıyor. Almanlar da bu köfteyi yerel baharatlarla
zenginleştirmişler.)
14. yüzyıl : kivi, zencefilli
kek
15. yüzyıl : pancake
1411 : Rokfor Peyniri
(Koyun sütünden yapılan, mavi küflü bu ünlü ve pahalı Fransız
peynirinin aslı Tolouse yakınlarındaki Roquefort bölgesinde üretiliyor. Ne var
ki bu ünlü ve pahalı peynirin ilk bulunuş hikâyesi hiç de bugünkü imajıyla
uyumlu değil. Efsaneye göre, âşık bir çoban bir miktar peynirle ekmeği bir arada
unutmuş ve ekmek de küflenmiş de filan. Gerçek de olsa yakışmıyor...)
1484 : hot dog
1495 : marmelat
1544 : Domatesin Avrupa’ya
gelişi
1553 : Patatesin Avrupa’ya
gelişi
1554 : Camembert peyniri
1587 : Brüksel lahanası
1615 : Kahve Avrupa’da
1756 : Mayonez
(Mayonez de, ismini nerden aldığı konusunda pek çok
spekülasyonun bulunduğu yiyeceklerden biri. Mahon ya da Mayenne bölgelerinden
almış olabileceği gibi, eski Fransızcada yumurtanın sarısına “Moyen” deniliyor olmasının
da bu ismin verilmesinde etkili olmuş olabileceği önü sürülüyor. Her hâlükârda
yumurta ve yağ karışımlarına Romalılar zamanında ve Eski Mısır’da rastlanılmış
olsa da, bugün bildiğimiz anlamıyla mayonezin bir Fransız buluşu olduğuna kuşku
yok.)
1762 : Sandviç
1767 : Maden Suyu
1819 : Spagetti
1853 : Patates cipsi
1863 : kahvaltılık tahıl
1870 : margarin
1886 : Coca_Cola
(İnanması güç ama yalnızca Atlanta’da satıldığı ilk yılında
Coca-Cola günde sadece 9 bardaklık bir satış hacmine sahipti. Bir bardak
Coca-Cola’nın fiyatı da 5 cent idi...)
1889 : Bugünkü anlamda pizza
1890 : Fıstık ezmesi
1903 : Ton balığı konservesi
1906 : Brownie, “Corn Flakes”
1924 : Donmuş gıdalar
1938 : İlk şişede soda
1953 : Hazır puding
1955 : İlk McDonald’s restoranı
(Raymond Albert Kroc tarafından Illinois’te açılan restoranın
bugün bir müze olması ne çok şey anlatıyor. Örneğin...
* Bu yazısını
bizimle paylaşan Mutfak Radyosu dostu Fuat Çakar’a teşekkürler.
0 yorum: